Design by Nurullah Bademci
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bayram Ne İçindir

Aşağa gitmek

Bayram Ne İçindir Empty Bayram Ne İçindir

Mesaj  Admin C.tesi Ara. 18, 2010 2:41 am



Yillar gecti ve birer genc olarak bayramligi olmayanlarin neden bayramligi olmadigini sorgular, dusunur olduk. Bunu dusunen ve degistirmek isteyen nice insan vardi ama ulkede bir askeri darbe olmus; koseyi donme, gazetelerden televizyon buzdolabi cikarma, arayi acma, en cilali Mersedeslere binme yarisi baslamisti. Bu yarisin en yetkili agizlardan tesvik edildigi, televizyon reklamlari ile pompalandigi donemin cok satan gazete ve dergilerinde, yoksulluk degil lahmacun ile viskiyi birlikte masaya koymanin ne denli vahim oldugu tartisilir olmustu.

Arayi acanlar ‘hayirsever’ oldu

Bu arayi acma ve cabuk koseyi donme donemi nice yeni zengin uretti. Bu para ve gucu seven yeni zenginlerin benimsedigi yeni muhafazakarlik, en son teknolojiler de kullanilarak pompalanmaya baslandi. Bu derebeylerinin yoksullara “merhametli” oldugu, yaptiklari gosterisli yardimlardan anlasiliyordu. Yoksulluk, haksizlik ve yeni zenginler olaganlastikca, yurttaslarin haklarini talep etmeleri yerine uysal uysal yardim bekleyen tebaa olmalari, kamusal yukumlulukler yerine derebeylerinin keyfi hayirseverlikleri gecirildi.

Bu surecin bir urunu, yeni yardim dernekleri oldu. Yoksulluk arttikca, insanlar muhtac dustukce yoksullugu ortadan kaldirmayi hic mi hic gundemlerine almayan dernekler ve vakiflar cogaldi. Hayir yapmaya “evet”, yoksulluk ve haksizlik uretenlerin karsisina cikmaya ise “hayir” diyen bu dernekler, adaletsizlik, zorbalik gibi sorunlari kaderci bir edayla kenara itiverdi. Sokaklarin jeep ve luks araclarla dolmasi, bu araclarin aralarinda sabahtan aksama atik toplayanlarin olmasi “kader” degil miydi? Gozlerinin onundeki yoksulluga ragmen, “100 Ulkede Kardese Kurban” gibi kampanyalar bile baslattilar.

Sahlanan hayirseverlik

Bu sene Ramazan ve Ramazan Bayrami ile birlikte bu hayirsever dernekler sahlandi. Gazetelere ilanlar verdiler, reklamlar yaptilar. Ornegin, Kimse Yok mu Dayanisma ve Yardimlasma Dernegi’nin verdigi bir gazete ilaninda ve sokaklara astigi bez afislerde sunlar soyleniyordu: “Bu fotografi hatirladiniz mi? Gecen Ramazan, sizin yardimlarinizla her aksam iftar etmislerdi. Bu Ramazan, yine bekliyorlar.” Bu ilan gercekten cok ilginc ve incelenmeye deger.

Ozellikle ilginc olan, fotografta kucuk bir cocugun bulunmasi. Bir iftar cadirinda plastik kaptan plastik kasikla tatli yiyor. Ilanda cocugun oruc tuttugu vurgulaniyorsa, bu hepten abes. Ama asil vurgulanmak istenenin ic burkan cocuk goruntusu oldugu bariz. Acimasiz reklam sektoru mantigi, insanlari harekete gecirmek icin cocugu ve cocugun uzucu durumdaki goruntusunu kullanabiliyor. Cocugun bu sekilde kullanilmasi aslinda cocuk haklari ihlali.

Diger ilginc nokta, bu ilanda on banka hesabi, bir posta ceki hesabi, 7 gun 24 saat acik telefon hatti, internet ve uc ayri cep telefonu sebekesinden kisa mesaj araciligiyla bagis yapilabildiginin belirtilmesi. Yani burada hayir mekanizmasi, ufak tefek degil devasa bir aygit. Buradan diger ilginc noktaya gecmek gerek. Boyle koca bir aygiti kuran ve isletenler, acaba gecen Ramazan yardim bekleyenlerin bu yil yine yardim bekliyor durumda olmasindan utanmazlar mi? Bu yoksulluk koca bir ayip; bunu goremezler mi? Peki, bu yardim edilen kisiler acaba Ramazan bittiginde, yani yilin diger 11 ayinda ne yapiyorlar?

Anlasilan bu hesabi yapmak pek zor. “Toplumun her kesiminde gorev alan yuksekogrenim gormus Bursali bayanlar” tarafindan kurulan bir dernekte de bu hesabi yapamamislar. Yeni muhafazakar gazetelerden birinde tanitilan bu dernek, “yardima muhtac insanlari sevindiriyor” ve “tespit edilen ailelere dernek uyeleri tarafindan kuru gida paketleri” dagitiyormus. Dernek baskani, “Yoksul mahallelerde yardima muhtac ailelere Ramazan suresince yuzlerce paket yardimda bulunduk.” demis. Merak etmemek elde degil; acaba bu yuksek diplomalar edinmis kadinlar, neden ille Ramazan ayinda seferber olunur hic tartismislar mi? Peki, diger aylarda bu insanlar ne yaparlar? Bursa gibi zengini bol bir kentte acaba bu yardima muhtac insanlar, bu yoksulluk nereden cikmis diye sormuslar mi?

Kolaycilik ve gonul rahatlatma

Burada orneklenen tutum, yardim furyasina katilanlar acisindan hem kolaycilik, hem de gonul rahatlatmayi iceriyor. Bu tutum, yalnizca yeni muhafazakarlari n tutumu da degil. Geleneksel yardimlasma yollarini, yoksulluk ureten bir gidisati ortmek icin devreye sokan yeni muhafazakarlar, toplumda yeni bir moda haline gelecek suslu ve kolay bir hayirseverligi yarattilar ve yaratmayi surduruyorlar. Bu suslu ve kolay hayirseverlik, aslinda yine daha cok kadinlara ozgu olarak isletilen eski yardimseverler derneklerine benziyor. Bu dernekler, hali vakti yerinde kadinlarin bir “sosyal aktivite” olarak yardim isleri yapmalari icin kurulmustu. Bos zamanlarinda yardim yapan bu kadinlar, gonulleri rahat evlerine donerlerdi.

Bir de dernek falan kurmayip, daha da kolayci ve sik olani tercih edenler var. Son yillarda yeni yil yaklasirken “Bir cocugu sevindirin” basligi ile cagrilar veya duyurular yapiliyor. Bu cagrilarin cogunda bir luks otel lobisinde kurulacak “yilbasi agaci” altina bir cocuk icin armagan birakilmasi fikri var. Armaganlarin daha sonra duzenlenecek “Yeni Yil Partisi” ile dagitilacagi da belirtiliyor.

Bu fikrin bircok garip yani var. Ama en garibi, “korunmaya muhtac cocuklar” veya “yardima muhtac cocuklar” icin neden luks otel lobilerinden ve cam agaclarindan medet umuldugu. Fikrin suslu otel lobileriyle tanisik bir kesime cekici geldigi ortada. Kolayca yapilan yardim, hem de “cagdas” bir gelenek olan yilbasi agaci altinda ve gayet sik bir ortamda. Bu pek de sik olmayan bir deyisle, sadakanin ta kendisi. Acilan ellere para vermekten veya ev gezmekten cok daha sik, temiz ve kesinlikle temassiz. Yani “steril” bir sadaka.

Reklam sektoru

Bu sahlanan hayirseverlik ve sik sadakalar verme, reklam sektoru ve medya sayesinde daha da cekici bir hale geliyor ve yayginlasabiliyor. Reklam sektoru ve medya birbiriyle iliskili, gayet buyuk sektorler. Reklam sektoru insani bir urune yoneltmek ve mantiksiz da olsa bir davranisa suruklemek icin cirpinan ve cok etkili araclara sahip bir sektor. Reklam sektorunun en onemli ozelligi, acimasizligi. Bu sektorde hemen her sey mubah, yeter ki tuketim olsun ve reklami yapilan seye yonelinsin. Bu nedenle, insanlari bir yonde harekete gecirmek icin cocugu ve cocugun uzucu durumdaki goruntusunu rahatlikla kullanabiliyor. Buna “vicdan” ile oynamak da denebilir.

Bir gozu yasli medya

Reklam sektorune gobekten bagli medya da hayirseverlik furyasina kendine ozgu yontemlerle destek veriyor. Televizyon, gorsellige dayandigi ve insanlarin yuzlerinden duygularini ve yasadiklari ortamlardan caresizliklerini aktarabildigi icin ozellikle etkili olabilen bir arac. Bu nedenle hayirseverligin reklaminin aciktan veya ortuk olarak televizyondan yapilmasina hic sasirmamak gerekiyor. Ote yandan, insanlarin yalnizca magazin ve berbat diziler istemedigini bilen televizyon kanali yoneticileri, suya sabuna dokunmadan vicdanlari etkileyecek programlar uretmekte. Bu programlarin ortak ozelligi, yoksullugu ve neden oldugu aciyi ekranlara yansitarak duygu somurusu yapmalari. Ozellikle de yeni muhafazakarlig a yakin kanallardaki programlar, ulkeyi bastan basa gecerek kamerayi utanmazca evlere sokuyorlar ve daha sonra hicbir sey olmamis gibi cekip gidiyorlar. Bu programlar, tek gozu yasli programlar. Bir gozde gostermelik bir damla yas var. Diger goz ise kullanacagi malzemeyi, yoksullugu, aciyi ve drami yakalamak uzere sonuna dek acik. Ulkeyi gezen bu hayir ekipleri, bir kez olsun sosyal adalet taleplerini ele almiyor. Yeniden be yeniden, “hak yerine yardim, yukumluluk yerine hayirseverlik” anlayisini ekrana tasiyorlar.

Yabancilasma ve ortak mekanlar

Gerek sahlanan hayirseverlik, gerek pompalanan yeni muhafazarlik, gerekse reklam ve medya sektoru, insanlarin birbirlerine yabancilasmasini kullanmakta. Ozellikle buyuk kentlerde, neredeyse tum gidisat insanlarin birbirlerine uzak dusmesi icin calismakta. Halkin kalabalik, kesmekes ve ekonomik zorluklar icinde ayakta kalabilmeye calisirken itismek kakismak ve bencil davranmak zorunda birakilmasi, bu gidisatin merkezinde. Insanlara zorluklardan kurtulmak ve medyada pompalanan suslu ve luks yasama ulasmak icin baskalarina sirt cevirmek gerektiginin benimsetilmesi de oyle. Kamusal alanin parca parca ticari alana donusturulmesi ve eger olanak olursa, parsellenip birilerine kiraya verilmesi, hatta satilmasi da insanlarin bir araya gelebilmesini ve haklarini aramasini zorlastiriyor. Bir baska deyisle, yaban dusmek insanin icinde degil, yalnizca icine dusuruldugu bir girdap. Buradan cikis da tam da bu nedenle ancak ozel caba gostermekle olabilir.

Kaynasma ve dayanisma

Bayram bu acidan aslinda hayirseverlik zamani degil; ortakliklari kesfetme, kaynasma, yardimlasma ve dayanisma zamanidir. Insanlarin birbirlerinin farkina varmasi, en sade anlarin keyfini birlikte cikarmasi icindir. Parayla satin alinmasi gerekmeyen, arasina reklam girmeyen bir aractir. Cocuklarin unutulmadigi bir ortamdir. Bugun de “Bayramda bayramligi olmayanlari dusunun” demekte ama sonrasini hayirseverlere, derebeylerine ve hukumetlere birakmamakta yarar var.


Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 517
Kayıt tarihi : 23/10/10

https://ezberbozanlar.forumdizini.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz